Yayın yapmadığım sürece desteğini esirgemeyen herkese tek tek teşekkür
ederim. Bugün size algo trading (otomatik al-sat, sistematik trading vs. hangi ismi kullanıyorsanız) onunla
ilgili sürecimi ve stratejimi anlatmak istiyorum. Belki hepimize faydası olur.
Uzun zamandır yazamıyordum. Yazmayı
da özledim. Bugun dolar ya da diğer para birimleri ne zaman değerlenir veya
başka bir deyişle TL ne zaman değer kaybeder konusuna değinmek istiyorum.
Uzun zamandır yazmıyordum. Hayatımda değişen bir şey olmadı
hala yoğunum hala fazlasıyla. Twitter üzerinden idare etmeye çalışıyorum fakat
orası yetmeyince bir kaçamak yapıp yazmak istedim. Eğer bu yazıda BIST 150 ve
50 bin ya da Dolar 5 olur 10 olur gibi bir şeyler duymayı umuyorsanız, bu yazı
size göre değil. Bu yazının hedef grubu nasıl oluyor da başkası alınca kar
ediyor, ben alınca zarar ediyorum diyenler ya da millet neye göre karar veriyor
diyenlere.
Madem bilançolar kapandı önce oradan ufak bir hatırlatma ile başlayalım.
Dördüncü çeyrekte TL; Dolar, Euro ve Japon Yeni’ne göre sırasıyla %12,2, %13,3
ve %9,8 değer kazandı. Bu döviz açık pozisyonu bulunan şirketler için kısmi rahatlama getirecek. Örneğin Eylül 2018’de kur
artışı sebebiyle kur zararı yazan TTKOM, bu dönem (eğer döviz pozisyonu vs.
hala aynıysa) 1,830 mllyon TL civarı kur farkı geliri yazacaklar. Bir konuda da
uyrıda bulunayım. 4. çeyrek için böyle olması TTKOM için iyi ama yıllıkta kur
sebebiyle zarar yazdığı dönemlerde oldu.
Öncelikle vadeli piyasada işlem yapmıyorum ama vadeli
işlemler ile varantların arasındaki farkı hep merak etmişimdir. Tüm farkları da
tek bir videoda anlatmak herkesi bayar diye düşünüyorum ama temel noktayı
konuşmak hepimiz için faydalı olur diye düşünüyorum. Özellikle vadeli işlem
piyasası ile ilgili yanlış bir şey söylersem düzeltmenizi de rica ederim.
2019 için düşünebildiklerimi, beklentilerimi vs. uzun uzun paylaştıktan
sonra müsaadenizle o konulara tekrar girmeyeceğim. Merak edenler buraya tıklayabilir. Garip bir durum içerisindeyiz. Yabancı takas oranı grafiği aşağıda (Benim
bildiğim kadarıyla İş Bankası’nınki de aynı aşağıda grafik gibi T-2 günü
gösteriyor).
Tatlı su balıkçısı ile açık deniz balıkçısı arasındaki fark böyle
zamanlarda ortaya çıkıyor. 2017’de trendde oynayanlar yaklaşık 1 yıldır sudan
çıkmış balık gibiler. Esasında trend döneminde değil trade dönemindeyiz. Fakat
bunu anlamayacak 1 kesim var o da uzun vadeciler (hisse biriktirme tarafımla
ben bu gruba dahilim ama varant oynama tarafımla trade tarafındayım). Trade
yapmak hepimizin yetkinliklerini acayip geliştirir, resmen kas yaparız benden
söylemesi💪. Fakat iki kulak arası (beyin) şart😁
Dünya piyasalarının içinde bulunduğu durum için ileri sürülen sebeplere
bakalım:
Ticaret savaşları bitmeyecek
Bir türlü bitmeyen Brexit…
Dünya ekonomisi yavaşlıyor (Özellikle Çin ve Avrupa şimdilik çok az
olarak ABD), emtia talebi azalıyor, Baltic Dry Index (Baltık Kuru Yük Endeksi) grafiği
aşağıda (Kaynak)
Algo vs. işlemlerin piyasalar üzerindeki etkisi (bunu karşı durmak ben dumanla
haberleşirim cep telefonu bana uymaz demek gibi geliyor bana).
Avrupa parlamentosu seçimleri
Gelişen ülkelerdeki popülist siyasetçiler (Meksika ve Brezilya) ve
yapılacak seçimler (Hindistan, Tayland, Arjantin, Güney Afrika, Türkiye vs.).
Böyle gider liste…
Hafta içi yazmıştım
ama tekrar hatırlatayım IMF küresel ekonomik politika belirsizliği ölçümüne
dayalı bir index geliştirmiş, lütfen buraya tıklayınız
(Türkiye için yapılan çalışma için lütfen buraya
tıklayınız)
FED özelinde bakarsak:
Trump-FED tartışması (Trump ve FED kavga etsin diğer taraftan bakarsanız
DXY yukarı gitmesin. Başka türlü bakınca da ABD ve Avrupa tahvil faizleri
arasındaki fark doları destekliyor).
Demokratlar sıkıştırıyor Trump’ı bu arada
Enflasyon yok ki ortada niye faiz arttırıyorsun
Böyle olunca seneye artırsa artırsa bir tane arttırır, abartamaz.
FED konusuna bir de tersten bakalım
Ticaret savaşları ertelendi, ekonomilerde toparlanma başladı
Ekonomi ek istihdam yaratmaya devam ediyor (bilebildiğim kadarıyla
100.000 üzerindeki artış, yeni iş gücü talebinden fazla oluyor. Bu durumda
çalışan sayısı artıyor ve tüketim artacak demektir).
Ücretlerdeki artış %3 civarında veya üzerinde kalırsa enflasyon
artabilir.
Trump vergiyi azalttı ekonominin hızını arttırmak için ama bu seferde
borçlanma arttı yani ABD bütçe açığı yükseliyor. FED diyelim frene basmak
istedi ama ABD Hazine’sinin borçlanmaya yüklenmesi faizleri yükseltti.
O zaman da FED niye faiz arttırmasın ki diye tartışma başlayabilir.
ECB açısında bakalım. Daha öncede konuştuk AB’de veriler iyi gelmiyor ve
bu ECB’nin planlarını değiştirmesi için güçlü bir sebep. Varsayalım ECB
dediğini yaptı. Yani tahvil alımlarını bitirecek. Bu durumda Avrupa Merkez Bankası’nın
yaptığına sıkı para politikası denemez belki ama ayağını gazdan çekmek
denebilir. Hele ki ECB faizlere yukarı doğru dokunursa (gelen ekonomik veriler
şu an için bunu söylemiyor) ve FED bir şekilde faizlere az dokunur ve dokunmazsa
EURUSD oynayanların daha da ilgisini çekecektir. Her halükarda ECB’nin sadece tahvil
alım programını bitirmesi bile bizim açımızdan gelecek için iyi bir gelişme
değil.
Öyle veya böyle tahvil alımlarını kesmeleri zaten iyi değil bir de FED ve
ECB faiz arttırırsa bizim için bence hiç iyi olmaz. Yani hem TCMB’nin faiz
indirmesi zorlaşır ve bizim dışardan borçlandığımızda ödeyeceğimiz faiz artar (TCMB ve BIST
yazısında bu konuya değindim). Tam tersi olursa bizim için iyi.
Sonuç olarak bana sorarsanız piyasalarda görülen satışın iki temel sebebi
var. FED ve ECB. Diğer bir ifadeyle piyasaları kafana takma ben buradayım diyen
iki kurum, yavaş yavaş yok arkadaş sen de bir kendine gel dedi (bir anda tatlı
su balıkçıları kafayı çizdi). Demesiyle ya da piyasaların onların ne dediğini
anlamasıyla ortalık savaş alanına döndü. Hafta içi paylaşmıştım
ama FED’in grafiği aşağıda (Kaynak).
Biz de ne var:
Petrol fiyatında gerileme
İç talepte gerileme
İthal etmediğimiz için cari fazla
Sanayi üretiminde gerileme
PMI anketlerindeki gerileme
Tüketici güvenindeki gerileme
Büyümede gerileme
İşsizlikte artış
Enflasyonda gerileme
GSYİH gerileme
Suriye konusu (zilyonuncu kez kartlar dağıtılıyor şu güzel coğrafyada😣),
Mali durum sebebiyle sınırlı etkisi olabilecek teşvikler
ABD ile düzelmeye başlayan ilişkiler (Hakan Atilla geri dönebilir
beklentisi, demir-çelik gümrük vergilerinde normalleşme, Patriot konusu, not
arttırımı vs. beklentileri, aşağıda takvimi var, kaynak)
Kıbrıs çevresindeki doğalgaz arama tartışmaları
Hazine ihaleleri konusundaki tartışmalar (Bildiğim kadarıyla Ocak, Şubat,
Mart aylarında hazine borçlanması var ve yabancıların ilgisi önemli bence
burada, umarım güzel ilgi gösterirler),
Konkordato haberleri (futbol kulüpleri de mi bu sürece girdi anlamadım
ki)
Kredilerin yeniden yapılandırılması ve bankalara giren paranın azalması (tasarruf
yapmayan bir millet olduğumuzu unutmayın lütfen) ve doğal olarak bankaların
kredi muslukları çok sınırlı oranda damlıyor (maalesef akmıyor) olması ….
Yani eğer bir hata yapılmazsa ağır bedeller ödeme karşılığında normalleşme süreci
başlıyor. Bir anlamda hasta acilden çıktı yoğun bakımda gibi. Aman ateşi
çıkmasın (kur şoku yaşamayalım), dışardan mikrop kapmasın (dünya ile
ilişkilerimiz iyi gitsin) vs . Tekrar söyleyeyim seçimgeliyor ve bizim ekonomiyi canlandırmak için paraya
ihtiyacımız var. Bu son cümle tüm hikayeyi baştan aşağı değiştirebilir bence. Daha
açık yazayım, seçimin yaklaşması sebebiyle doğal olarak hükümet ekonomiyi
canlandırmak isteyecektir. Ekonomiyi canlandırmak için alacağınız tedbirler dış
yatırımcıyı rahatsız edebilir (komplo teorileri kurmaya gerek yok, sadece
ekonomimizin durumu iyi olmadığı için alınacak tedbirler ekonomiyi daha zora
sokabilir diye onlar rahatsız oluyor, yoksa buraya gelip niye para kazanmak
istemesinler). Yok ben dış yatırımcıyı rahatsız etmeyim derse hükümet (faizlerin
yüksek olması ve bütçe harcamalarının kesilmesi vs) bu seferde iç yatırımcı (seçmen)
rahatsız oluyor. İşte burada denge kaçarsa bizi yine üzücü günler
karşılayabilir. Daha trader ağzıyla konuşmak gerekirse, örneğin ABD iyileşen
ilişkiler düzeliyor, cari fazla veriyoruz vs fiyatladıktan sonra piyasa döner sorar
şimdi neyi fiyatlayacağım.
Gelelim öngörülere:
Petrol fiyatlarında düşüş var ki bu bizim enflasyonumuz için iyi.
Ticaret savaşlarında bir iyileşme bekliyorum (olay burada hegemonya
savaşı olduğu için sadece düzelme bekliyorum, bitmesini değil), bu da borsadaki
moral için önemli.
FED ve ECB’nin süreçleri ağırdan almasını bekliyorum (piyasanın dediğini
yaparlarsa ehveni şer olur. Özetle büyük MBlerin faizi düşürmemesi ve tahvil
aymayı kesmesi her halükarda bizim için kötü).
Dünya ile ilişkilerimiz geçmişe göre göreceli olarak daha iyi sürmesini
bekliyorum (Belki de Brunson sürecinin tersi işler, yani bizim seçimler öncesi ABD’den
buraya insanlar gelir).
Yerel seçimler öncesi TCMB’nin faizleri indirebileceğini, kamu bankalar
kredi musluklarını açabileceğini, beyaz eşya, otomotive vs. teşvikler devam
edebileceğini düşünüyorum.
Asgari ücrete gelen artışın (ya da elektrik ve doğalgaza indirim vs.) tüketime
olumlu yansımasını ve devamında enflasyonu olumsuz etkilemesini bekliyorum (Biz
de çalışanların yaklaşık olarak %45’i asgari ücretle çalışıyor. Avrupa’da ise
bu oran ortalama %6 civarında bilebildiğim kadarıyla).
Kredi daralması vs.nin Şubat-Mart gibi toparlanmaya başlamasını ama seçim
sonuçları açıklanana kadar herkesin bekle gör taktiğine uyacağını düşünüyorum.
Yılın ilk 3 ayındaki Hazine borçlanmasının çok kritik olacağını ve yabancı
ilgisinin gelmemesi durumunda işlerin seçime kadar kötüleşebileceğini
düşünüyorum (umarı gelir bu arada).
Seçimde iktidar baskın çıkarsa, ekonomi için daha sert ve bir süre
hepimiz için üzücü kararlar alınmasını ve bunun sonunda da işlerin düzelmesini
bekliyorum. Seçim bıçak sırtı biterse radikal kararlar alınmasının zorlaşacağını
ve dostlar alış-verişte görsün sürecinin başlayabileceğini düşünüyorum. Seçim
muhalefetin lehine biterse tekrar genel seçim gündeme gelebileceğini ve bu
durumda sert ama bir süre hepimiz için üzücü kararlar alınmayacağını
düşünüyorum.
Jeopolitik riskleri bilmiyorum, olunca anlıyoruz zaten. 2 gün öncesine
kadar Suriye’de ABD ile karşı karşıya gelir miyiz derken bir anda Suriye’de
Suriye ile mi karşı karşıya geleceğiz sorusu gündeme geldi.
En başa dönersek, öyle veya böyle bu zor dönem geçecek. Burada yazanlar dahil kimsenin düşündüğüne de inanmayın. Kendi doğrunuzu yapın. Hayat bu. İşler bir değişir
örneğin borsada, dövizde, faizde yeni dip neresi ya da zirve neresi diye
konuşulur. Kendi adıma 2019’da da hisse ve fon biriktirmeye devam edeceğim ve
varant oynayarak kas yapmaya
devam edeceğim bir problem olmazsa. Herkese sağlıklı, mutlu, başarılı ve bol
kazançlı bir yıl dilerim. Bu sene 2019’dan ne beklediğime karşılık ben 2019’a ne
vereceğim planlaması yaptım. Örneğin beslenme, okuma-yazma, spor, sosyalleşme vs.
(herkesin kendine göre değişir) konularında 2018’e göre daha iyi performans
göstermeyi yani 2019’a bunları vermeyi düşünüyorum:) Karşılığında işte sağlık, mutluluk, başarı ve bol
kazanç istiyorum😀
- Bloga destek olmak için ADBLOCKER gibi reklam engelleyici
programları bu sitede kapatmanız ya da işlevsiz (disabled) hale getirmeniz
yeterli olacaktır.
Faiz özetle; birinin parasının kullananın parasını
kullandığı kişiye yaptığı ödemedir. TCMB enflasyonu kontrol etmek ve ya
düşürmek için faizi arttırdığı zaman piyasayı sıkılaşır. Yani bankalar için
parayı kullanma maliyetini artar. Doğal olarak banka kendi müşterisine para
verirken daha fazla faiz ister. Yani müşteri de bankanın parasını kullanmak
için daha fazla faiz veriyor.
Hafta içi AKBNK ile ilgili attığım twitten
sonra fazla sayıda üzerinde çalıştığım yaklaşımla ilgili soru geldi. Açıkçası
yaptığım algoritmik trading mi yoksa başka bir şey mi bilmiyorum. Yani konu ile
ilgili çalışanlar doğru adını zaten söyler.
Bu hafta garip bir haftaydı.Cuma günü dolar endeksi bence G-20
hayal kırıklığı olacak derken ABD endeksleri yeşil kapattı. ABD’de tahvil
faizleri düştü, biz de tahvil ihalesi haberi düştü (belki de denk geldi) tahvil
faizleri ortalama %1,9 arttı (belki de Pazartesi günkü enflasyonu fiyatladırlar,
ben enflasyonun beklenti ya da beklenti altı geleceğini tahmin ediyorum.
Nedenini sormayın:), teknik
bir nedeni yok tamamen içgüdüsel), döviz sepeti yükseldi.
Borsa oynayanların engellenemez beklentilerinden bir
tanesi yılsonu rallisidir. Tabi kim istemez yılsonu rallisini? Bir de yılsonu
hisselerde anlık zıplamalar vs. görürüz. Gerçekten böyle mi diye merak ettim.
BIST
2010- Hava iyiymiş öyle de devam etmiş.
2011- Hava pekiyi değilmiş, aynen de yılsonu da öyle geçmiş. Hatta son gün satış gelmiş
2012- Hava iyiymiş fakat yıl son 2 günü satış gelmiş. Sonra
endeks yoluna devam etmiş
2013- Hava kötüymüş, hatta yüksek açılıp çakılmış.
Sonrasında da endeks düşmeye devam etmiş.
2014- Hava iyiymiş öyle de devam etmiş.
2015- Hava kötüymüş, hatta yüksek açılıp çakılmış.
Sonrasında da endeks düşmeye devam etmiş.
2016- Öncesinde toparlanama başlamış. Sonra kar satışı
gelmiş ve devamında 2017 rallisi başladı zaten.
2017- Öncesinde hava iyiymiş, devam etmiş, sonrada satış gelmiş
Buradan
ben her sene yılsonu rallisi olur sonucunu çıkaramadım.
Bir de bazen yılın son işlem gününün ikinci seansında
bankalara alım gelir diye düşünür borsacılar. Hani karşılıklı jestleşmesiyle yılsonu
primler arttırılır/garanti altına alınır ya da elinde nakdi olan yabancı bir
anda hisseyi zıplatıp sonra da satarak elindeki parasını arttırır (bu son
yazdığımı araştırmak için bir sürü veriye bakmam gerekiyordu, bu yüzden
bakamadım). Bankacılık örneğine ise 6 büyük bankanın son 2 yıl için son günkü
hareketlerinin 2. seansına baktım (geçmiş yılların grafikleri hata verdi, bu
yüzden sadece 2 yıl.)
2017
AKBNK (2016 ve 2017; 14:00-18:00): Saat 14’e göre üste kapatmış ve saat 14’e göre üste kapatmış.
GARAN (2016 ve 2017;14:00-18:00): Saat 14’e göre altta kapatmış ve saat 14’e göre üste kapatmış.
HALKB (2016 ve 2017;14:00-18:00): Saat 14’e göre üste kapatmış ve saat 14’e göre üste kapatmış.
ISCTR (2016 ve 2017;14:00-18:00): Saat 14’e göre altta kapatmış ve saat 14’e göre altta kapatmış.
VAKBN (2016 ve 2017;14:00-18:00): Saat 14’e göre üste kapatmış ve saat 14’e göre üste kapatmış.
YKBNK (2016 ve 2017;14:00-18:00): Saat 14’e göre altta kapatmış ve Saat 14’e göre üste kapatmış.
Sınırlı
bir veri üzerinden baktığım zaman öyle aman aman bir hareket görmedim
bankalarda yılın son 4 işlem saatinde. Fakat genelde bir önceki güne yukarıda olmuşlar.
Buradan
benim çıkarırım ne ezbere gerek var ne de kendi kendine boş beklenti yaratmaya. Hem hisse hem de endeks bazında iş biraz rüzgara bakıyor. Rüzgarın
estiği yöne göre hisseler ve endeks doğal hareketlerine devam ediyorlar.
- Bloga destek olmak için ADBLOCKER gibi reklam engelleyici
programları bu sitede kapatmanız ya da işlevsiz (disabled) hale getirmeniz
yeterli olacaktır.
TL değerleniyor, tahvil faizi düşüyor,
petrol fiyatı düşüyor, ABD ile aramız eskiye göre daha iyi….yani bizim
ekonomimiz için çok iyi işler oluyor (tabi bizim düşen büyüme, PMI, banka kredileri
konkordato vs.yi ellinci kez konuşmayalım).
Ekonomi nasıl derseniz, üzüntü ile söylerim ki kötü. Açıklanan verilere
göre enflasyon yüksek (TUİK raporuna göre Tarım-ÜFE, 2018 yılı Ekim ayında bir
önceki aya göre yüzde 0,88, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 9,44, bir
önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,02 ve on iki aylık ortalamalara göre
yüzde 11,87 artış göstermiş), sanayi üretimi düşüyor, işsizlik artıyor ve
inşaat sektörü daralıyor. Seçimler de yaklaşıyor.
Öncelikle biraz tahvil nedir, faizi nedir, nasıl
hesaplanır gibi kavramlardan bahsetmek gerekiyor neden tahvil faizi yükseldiği
zaman borsanın düştüğünü açıklamak için.
Yokluğumda mesaj atan, soran herkese
tüm kalbimle teşekkür ederim. En son şöyle konuşmuştuk: “Bir süre yine gün için
izlemeyeceğim ekranı. Şaşırdık mı? Hayır. Zaten önemli zamanlarda benim işim
çıkmasa şaşarım” Aynen de konuştuğumuz oldu, yani bilanço dönemini toptan
kaçırdım. Dürüst olayım, ne alım ne de satım varantı fırsatlarını
değerlendirebildim… Off off…Neyse… Bu arada yine iş seyahatine çıkacağım ama bu
kadar kopuş olmasını beklemiyorum.
Öncelikle uzun
zamandır uzaktım piyasalardan bazı önemli gelişmeleri kaçırmış olabilirim.
Fakat ne görebildiğimi paylaşmaya çalışacağım. Piyasadan uzaktayken de bir konu
üzerinde çok soru geldi. Açıklanan verilere ne kadar güvenelim, örneğin
enflasyon vs.