Öncelikle uzun
zamandır uzaktım piyasalardan bazı önemli gelişmeleri kaçırmış olabilirim.
Fakat ne görebildiğimi paylaşmaya çalışacağım. Piyasadan uzaktayken de bir konu
üzerinde çok soru geldi. Açıklanan verilere ne kadar güvenelim, örneğin
enflasyon vs.
Eğer elinizde başka veri yoksa güvenmekten başka çareniz var mı?
Açıkçası bu tip problemlerle uğraşmak istemediğim için dövize, CDS’e, tahvil
faizine, endekse, bilançolara filan bakarım, durumun ne olduğunu anlamak için.
Aksi halde örneğin 20 çeşit ekmeğin satıldığı bir fırında beyaz ekmeğe zam
gelmedi diye varsayarak enflasyon hesabını yapmak ya da gramaj düşerek fiyatı
sabit tutulan ürün üzerinden hesap yapmak bana da mantıklı gelmiyor.
Öncelikle dönemlik
hareketlerden bağımsız (resesyon, stagflasyon vs. her ne halt ise…) olarak
hisse toplama zamanı mı aşağıda biraz tartışalım (gerçi ben düzenli olarak
alıyorum ya o işin ayrı tarafı. Bu arada PETKM’de biriktirmeye başlayacağım. 2018-9 bilançoları için buraya tıklayabilirsiniz. Bu
konuda yeni bir video çektim). Demeye
çalıştığım 2019’un ikinci yarısında hareketlenen ve 2020’de toparlanan ve
devamında yükselen bir hareket bekliyorsanız benim gibi hisse toplamaya devam
edersiniz (Moddy’s, AB, IMF vs.de bu yönde görüş bildiriyor). Benim böyle
düşünmemdeki sebepleri sizi grafiklere boğmadan söyleyeyim (gerçi defalarca
konuştuk ama…):
- Düşen PMI
- Tüketici Güven Endeksi
- Banka kredilerindeki daralma
- Yüksek enflasyon (ÜFE-TÜFE). “Gönüllü” katılım ve “polisiye” denetimine rağmen.
- İthalattaki sert düşüş (maalesef üretimimizde ithal girdi çok fazla)
- Cari denge ve bütçede oynayacak yerimizin azlığı
- Bizim bankaları verdiği yüksek faiz (risksiz getiri)
- İflas edemeyen bir çok firmanın konkordato ilan etmesi (30 milyarlık bir borç ortaya çıkacağı hesaplanamıyormuş, kaynak). 120 küsür AVMnin bankalara geçebileceğini bile düşünen var. Acayip bir yere gidiyor bu hikaye.
- Bankaların alacaklarının ileriye ötelemesi yönünde teşvik edilmesi
- Yüksek işsizlik (ve yol açacağı sosyal güvenlik açıkları ve artan sosyal yardım ödemeleri) ve iç talebin azalması
- Yaklaşan yerel seçimler (ve belki yol açabileceği erken genel seçim)
- Piyasadaki nakit sıkışıklığı
- Beyaz eşya, mobilya, otomotiv, konut gelen vergi indirimleri ve belki gelecek diğer indirimler.
- TOBB’un KDV alacakları ödensin (kaynak ne olacak?) ya da mahsuplaşalım çıkışı (tabi mahsuplaşma olursa vergi geliri azalır).
- Yılbaşında asgari ücrete gelebilecek güzel bir artış
- Çeşitli konularda durmadan gelen “af” ve farklı sosyal yardımlar
- Hisselerin maliye geçmesi tartışması ve bunun yarattığı endişe (Bu konu ne oldu bilmiyorum gerçekten, bilen varsa ve paylaşırsa çok sevinirim).
- Yap-İşlet-Devret’in getirdiği yük.
- Emlak sektörünü sevmediğimi zaten biliyorsunuz fakat sevip sevmemekten bağımsız olarak son gelişmeye (Emlak Konut’un bankalara kredi borcunu ödeyemeyen inşaatçılardan konutları satın alacağına dair haber) tarafsız bakalım. Bu habere de yalanlamada gelmiş ama varsayalım doğru. Belki müteahhit vs. olsam farklı bakardım ama benim anlayamadığım stok yapılan evler iskontolu iken satılmadıysa ekonomi bu durumdayken nasıl satılacak? Daha da garibi açıp bakarsanız EKGYO’nun öz sermyesi 12 milyon 900 bin civarındadır ve nakit konusu sıkıntılı zaten. Böyle olunca bu evler satın almak için kaynak nereden yaratılacak vs. diye düşündüm. Hazine, kamu bankaları, yurt dışından borçlanma gibi alternatifler olabilir. Haber yalanlandı diye tekrar belirtim ama bütçe disiplini konusunda taviz mi var sorusunu aklıma getirdi. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek böyle bir şey😛 Nereden düştü derseniz beyaz eşya, mobilya, otomotiv, konut gelen vergi indirimleri (satışlar düştüğü için geldi bu indirimler). Bunların kısa süreli olması, etkisinin sınırlı olması filan işin bir tarafı ama bütçe disiplini konusunda soru işareti yaratılması başka bir şey ya da (“erken”) yerel seçim yatırımı mı?
Diğer taraftan, 2020
ve sorası için bu hareketi dünyanın da desteklemesi gerekiyor. Şu an hikayeyi
destekliyor (isterseniz JP Morgan Global PMI endeksine buradan bakabilirsiniz). Özetle küresel PMI 50'nin üzerinde.
Fakat dünya için öngörüler maalesef şu an için bu hikayeyi
desteklemiyor:
- FED hepimizin malumu (Cuma günü gelen ABD ÜFE’si FED’in ekmeğine bir daha kaynak sürdü). Enflasyon, tahvil faizlerinin artması, FED’in faiz arttırması (bu arada yine tekrarlayım, FED beklenenden de şahin olabilir, umarım demez ama faiz artırım miktarını ya da hızını artırabilir gibi me geliyor ama görelim bakalım).
- ECB tahvil alım programını bu yılın sonunda bitirecek (gerçi Draghi gerekirse programda değişikliğe gidebiliriz diyerek açık kapı bırakmış) dedi.
- IMF’nin AB için düşen büyüme tahmini (bizim ihracatımız için iyi bir haber değil).
- Brexit, İtalya ve belki de Polexit (Polonya’nın AB’den çıkması)
- ABD-Rusya-Çin ilişkileri, ticaret savaşları vs.
- Çin ekonomisindeki yavaşlama
- Gelişmiş ve gelişmekte olan piyasaların durumu
- Dünyada artan borçluluk.
- ABD seçim sonuçları. Bakalım neler olabilir: Demokratlar, Trump’ı iç politika konusunda terletebilirler. Demokratlar ticaret savaşları konusunda Trump’ı frenlemek isteyebilirler. Demokratlar iktidarda olmadıkları için farklı dış siyaset konularında (ki genelde buna ABD’de başkanlık makamı bakar), Trump’ı zorlayabilirler….Özetle Demokratlar genelde bizi pek sevmezler ama dünyanın başına Trump’ın açtığı dertleri biraz nötralize edebilirler. Haa bu dediklerim FED’in faiz arttırımını durduramaz ya da ABD Devlet politikalarını değiştiremez (Çin, İran, Rusya politikaları. ABD’nin bunlarla ilişkisi bizi yakinen ilgilendiriyor) o da işin diğer tarafı.
- En son yazıda link vermiştim ama yine de özetle önümüzdeki 1-2 yıl için Bank of America Merrill Lynch Global Fund Manager Survey 2022’ye kadar er ya da geç bir kriz bekliyor. Tabi zamanlaması meçhul. Yani biz düzelirken dünya bozulabilir, eee doğal olarak biz de. Mevcut durumda iyi günlerin son döneminde olduğumuzu düşünüyorlar.
Şimdi 2021 yılı
hayalleriniz biraz suya mı düştü? Eğer öyle olduysa özür dilerim. Ben hisse toplamaya devam edeceğim, sebebini yukarıda belirttiğim gibi burada anlatmaya
çalıştım).
Her şey kötü
gitmemiş ben yokken😀
- ABD ile ilişkilerin gerilim iyice azalmış (en azından 6 aylık muafiyet haberini piyasa sevmiş ben izlemezken, bakanlara yaptırımın kaldırılması….tabi S400 vs. şimdilik duruyor).
- Cuma günü Hazine’nin tasarruf tedbirleri sayesinde likidite ihtiyacı azalmış ve bu yüzden Pazartesi ve Salı günü yapılacak bazı ihalelerin iptal etmiş (en son yazıda “hazine %7,5 efektif faiz ile dolar üzerinden borçlanmış” konusunu da konuşmuştuk. Balık hafızalıyız ama bir yere kadar). Tabi bu konu nereden baktığınıza göre değişir ya neyse...
- Suriye’den kötü haber gelmiyor, umarım böyle gider (gerçi bu konu karışık ya neyse. Ulusal bekanın sağlanması ve bunun doğal sonucu olarak milli bütçeye gelen yük).
- Azalan cari açık. Güzel haberJ. Bu azalmanın esas kaynağı ithalattaki azalma malesef. Yani tüketim ve üretimin dibe doğru gitmesi.
- Bankaların sendikasyonu (tabi yüksek faiz kısmını dışarda bırakırsak)
- Düşen petrol fiyatları
NOTLAR
- Kullandığım yöntemler
CANSLIM
- Sıkça sorulan sorulara bakmak isterseniz: SSS
- Bloga destek olmak için ADBLOCKER gibi reklam engelleyici programları bu sitede kapatmanız ya da işlevsiz (disabled) hale getirmeniz yeterli olacaktır.
0 yorum :
Yorum Gönder